Oyun Terapisi
Oyun terapisi, çocuğa korku, nefret, yalnızlık gibi duygularını, başarısızlık ve yetersizlik hislerini ve diğer sorunlarını “oynayarak sergilemesi” için verilen, yaşamsal bir fırsattır.
Virginia Axline
Oyun terapisi çocuğun kendini ifade ettiği doğal bir yoldur. Yetişkinlerin yaşadığı zorlukları konuşarak ifade etmesi gibi çocuklar da duygularını ve yaşadıkları zorlukları oynayarak ifade ederler. Bu doğal yolla, gerginlik, öfke, hayal kırıklığı, güvensizlik, kafa karışıklığı, korku gibi duygular oyun aracılıyla dışarı çıkma fırsatı bulur. Çocuk bu duygularla yüzleşir. Bunları denetlemeyi ve böylece bunlardan nasıl uzaklaşacağını öğrenir. Bu rahatlama ile kendisi olma, kendi gibi düşünme, kendi kararlarını verme, olgunlaşma ve kendiliğini fark etme için gerekli gücü hissetmeye başlar.
Oyun terapisi tekniği birçok farklı yaklaşımla birlikte ele alınabilmektedir. Yöntem olarak kullandığımız yönlendirici olmayan oyun terapisinin iki temel varsayımı vardır. Biri danışanın sorunlarını kendi kendine uygun şekilde çözebilecek yeterliliğe sahip olduğu, diğeri her danışanın sahip olduğu büyüme isteği sayesinde olgun tavırları tercih etme eğilimidir (Axline, 1969). Yönlendirilmemiş oyun terapisinde, terapi odası iyi bir büyüme zeminidir. Danışan bu sayede bu odada açılabileceğini hisseder, koşulsuz kabul gördüğü için kendisine doğrudan bakabilir ve böylece fikirlerini hayata geçirebilir, zorlandığı yaşam deneyimlerini burada gözden geçirebilir.
Daha iyi bir şekilde ifade edersek, çocuğun büyümesi için ona sunulan çok işlevsel bir fırsattır. Çocuğun içinde bulunduğu “şimdiki anla, durumla” başlar ve o anki kişilik örüntüsünü temel alır. Uygun koşullar altında terapi çocuğa iç görü kazandırma, kendisi olabilme özgürlüğü sağlar.